HOCA ALİ RIZA'NIN HAYATI
- Elif Rana YILMAZ
- 9 Ara 2022
- 2 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 23 Oca 2023

Hoca Ali Rıza Bey 1858’de Üsküdar’ın Ahmediye Mahallesi’nde doğar. Mehmet Rüştü (Süvari binbaşı) Beyin oğludur. Aile büyüklerinin genellikle asker ve bürokrat olmasının yanında çeşitli sanat dallarıyla uğraşmaları, Hoca Ali Rıza’nın ilgisini açığa çıkartır.
İlk resim eğitimini Saray Yaveri Osman Nuri Paşa ve Süleyman Seyyid Bey gibi hocalardan alan ve Fausto Zonaro’yla yakın dostluğu bulunan sanatçının, İtalya’ya resim öğrenimi için gönderilmesine karar verilir. Ancak, Napoli’deki kolera salgını nedeniyle gidemez. Hoca, hiçbir zaman yurt dışına çıkamamış olmasına rağmen çağının çok ötesindedir.

Birçok okulda resim öğretmenliği yapması nedeniyle “Hoca” lakabını alır. Ayrıca doğadan eskizler yapan ilk Türk ressamlarından biridir. 11. Abdülhamid’in beğenisini kazanarak 1881 yılında Mecidi Nişanla ödüllendirilir.
Harbiye öğretmen sınıfından mezun olan sanatçı, Osman Nuri Paşa’nın yardımcısı olarak okulun resim öğretmenliğine atanır. Yıldız Porselen Fabrikasında desen çalışmaları yapar ve Osmanlı Kıyafetleri albümü hazırlar.

Harbiye Mektebi Matbaası’nın baş ressamı olur (1909) ve Şehzadegân sınıfına resim öğretmeni olarak atanır (1910). Sağlık durumu nedeniyle emekli olduktan sonra İnas Sanayi-i Nefise Mektebi’nde peyzaj öğretmenliği ve çeşitli liselerde resim öğretmenliği yapar.
Adım adım Üsküdar’ı gezer ve resmeder. Bu nedenle bir diğer adı da Üsküdarlı Ressam Hoca Ali Rıza’dır. Doğup büyüdüğü Üsküdar, Kız Kulesi, Karacaahmet Mezarlığı, ahşap evleri eserlerinde çok görülür. Çok sevdiği fıstık ve çınar ağaçları, resimlerinde bolca göreceğimiz unsurlar arasındadır.
Sigara kağıtlarının arkasını resim çizmek için kullanır. En ufak bir kâğıdı dahi resim çizerek değerlendiren bu resim tutkunu, gördüklerini kaydettiği elliye yakın cep defteri ve tuttuğu notlarla aynı zamanda dönemin kaybolan kültürel değerlerini ve gündelik yaşamı günümüze aktaran bir belgeleme ressamıdır.

Hoca Ali Rıza, ayrıntılara gösterdiği özen ve renk bilgisi ile ilk Türk manzara ressamıdır. Karakalem, suluboya, yağlıboya gibi birçok tarzda yaklaşık beş bin İstanbul peyzajı betimler. Eserlerinde desen çok kuvvetlidir, renk ikinci derecede göze çarpar. Bunu, onun karakalem çalışmalarında anlarız.
Çağdaşlarından Fransız ressamlar Corot ve Courbet’ye benzetilen Hoca Ali Rıza’nın resimlerinde pembeler, yeşiller ve maviler ön plana çıkmaktadır. Çizdiği binlerce desenle eriştiği ustalık ve renk bilgisi sayesinde kendi ekolünü oluşturur. Belgeci manzaralarının yanında hayali manzaraları da bulunur.

Hoca Ali Rıza’nın üç kızı ve bir oğlu vardır. 1929’da kızı Kadriye Hanım, Mısır’da eski kocasıyla ilgili bir davasının halledilmesine yardımcı olunmasını istemek için Atatürk’e bir mektup yazar, daha sonra randevu verilir. Ancak, görüşme gerçekleşmez. Kardeşine yazdığı bir mektuptaki bazı ifadelerden, başka nedenlerden şüphelenilip suikast planladıkları düşünülür. Hoca Ali Rıza, kızı ve akrabaları tutuklanır, ama sonra beraat ederler. Hoca bu olaya çok üzülür, sonrasında kalp krizi geçirerek 30 Mart 1930’da yaşama veda etmiştir.

“Bu fani dünyadan bir gün göçüp gideceğim. Ama yeniden dünyaya gelmek olanağım olsa, Allah’tan yine ressam olmayı dilerim.” - Ali Rıza
Comments