HADES VE PERSEPHONE EFSANESİ (YUNAN MİTOLOJİSİ)
- Elif Rana YILMAZ
- 10 May 2023
- 4 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 29 May

Hades ve Persephone efsanesi Yunan mitolojisinin en popüler hikayelerinden biridir, öyle ki duymamış olmanız neredeyse imkansız. Hades ve Persephone’un büyük aşkı, Hades’in Persephone’u kaçırması ve Persephone’un Yeraltı Kraliçesi olması… Bu efsaneden bahsedenler genelde, nefret edilen Yeraltı Tanrısının ilk görüşte aşık olduğu güzeller güzeli Persephone’u kaçırıp kendi diyarına kapatmasını çok tutkulu bir olaymış gibi anlatırlar. Yalan yok, efsaneyi ilk duyduğumda bana da öyle gelmişti. Genç kızların kötü çocukları ilgi çekici bulmalarının ve onlara aşık olmalarının ilk örneklerinden biri olabilir. Bakalım işin aslı neymiş.
Persephone, Tanrıların Tanrısı Zeus ile Bereket Tanrıçası Demeter’in kızıdır. Adı aslında Kore’dir. Ölüler Diyarına kaçırıldıktan sonra Hades ona Persephone ismini verir. Annesi ona çok düşkündür ve her yere onunla birlikte gider. Persephone aynı zamanda Bahar Tanrıçasıdır; ne zaman dans etse çiçekler açar, etrafa güzel kokular yayılır.

Hades ise üç büyük tanrıdan -diğerleri Zeus ve Poseidon- biridir. Titanlar savaşından sonra kazandıkları toprakları paylaşmak isteyen kardeşler adil olmak için aralarında kura çekerler. Kurada Zeus gökyüzünü, Poseidon denizleri, Hades’e ise Yeraltını (Ölüler Ülkesini) seçer.
Onun görevi ölüleri canlılar dünyasından uzakta, kilit altında tutmaktır. Zaten canlıların dünyasıyla pek de ilgilenmeyen biridir. Öyle ki Olympos Dağı’na hiç gitmez, tanrılarla da vakit geçirmez. Bu ilgisizliği yüzünden on iki tanrı tarafından dışlanır. Bu durum Hades’in işine gelir çünkü tanrıların meclisine katılmaya hiç de istekli değildir. O sadece Ölülerin Efendisidir ve üstlendiği görevleri layıkıyla yerine getirir.

Ülkesinden nadiren çıkıp yaşayanların arasına karışan Hades, bu ziyaretlerinden birinde Sicilya bölgesindeki bir ovada orman perileriyle çiçek toplayan Persephone’u görür ve güzelliğine hayran kalır. Zaman geçtikçe ona aşık olduğunu fark eden Hades, Persephone’un kendi isteğiyle onunla birlikte olmayacağını bildiğinden onu kaçırma planları yapar. Bazı söylencelerde onu kandırmak için Zeus’tan yardım aldığı bile söylenir. Bazılarında ise Toprak Ana Gaia, Hades’e yardım eder ve Persephone’un ilgisini çekmesi için bir Nergis çiçeği yetiştirir.
Yine birgün Persephone, orman perileri ve annesiyle gezip dolaşırken gözüne bir nergis çiçeği çarpar. Bu çiçek ömründe gördüğü en güzel, en hoş kokulu nergistir. Ona yaklaşmak için farkında olmadan annesinden uzaklaşır ve nergisin yanına gider. Çiçeği almak için eğildiğinde ise toprak birden sallanmaya başlar ve ikiye ayrılır; toprağın içinden çıkan Ölülerin Efendisi Hades, genç kızı belinden kavrar ve onu Yeraltı Diyarına kaçırır.

Ölüler Diyarında tutsak kalan Persephone'un yokluğunu fark eden Demeter kızını aramaya çıkar. Dokuz gün dokuz gece kızını arayan Demeter onuncu günün şafağında Hekate’yle (Karanlık ve Gece Tanrıçası) karşılaşır. Hekate kaçırılma olayından haberdardır. Demeter’e Güneş Tanrısı Helios’a gitmesini önerir. Çünkü Helios her gün gökyüzünü turlarken dünyada olup biten her şeyi görmektedir. Persephone’un kaçırılma olayından da haberdardır. Helios Demeter’e olup bitenleri anlatır ve Hades’in kızına çok iyi bakacağını söyleyerek onu sakinleştirmeye çalışır. Ancak Demeter kimsenin tesellisini kabul etmez. Öfkesi ve acısı onu deliye döndürür. Tanrıçalık görevlerini bile yerine getiremez bir hale gelir ve Olympos Dağı’nı terk eder.
Demeter’in ilgisinden yoksun kalan dünyada ise felaketler baş gösterir. Açlık ve kıtlık tüm topraklara yayılır. İnsanlar açlıktan ölmeye başladıklarında ise Zeus araya girmeye karar verir. Kız kardeşine gittiğinde onun mantığın sesini dinleyemeyecek bir halde olduğunu görür. Demeter, Zeus’tan ona kızını geri getirmesini ister. Kardeşinin geri adım atmayacağını anlayan Zeus; Hermes’i (Tanrıların habercisi) Hades’e gönderir ve ona Persephone’u geri vermesini emreder.

Ölülerin Efendisi Persephone’dan uzak kalmayı düşünmek bile istemez ama Hermes’in getirdiği haber kesin bir emirdir. Bu yüzden Persephone’u bırakmaktan başka çaresi yoktur. Ancak zeki ve esrarengiz Tanrı, tek aşkını Zeus’a geri vermeden önce bir plan yapar.
Güçlü Kader Perilerinin kurallarına göre Yeraltı Dünyasından bir şey yiyenlerin Ölümlüler Dünyasına geri dönüşleri yoktur. Bu kuralı bilen Hades, Persephone’u birkaç nar tanesi yemeye ikna eder ve onu yasal olarak Yeraltı Dünyasına ait yapar. Kader perilerine Zeus bile karşı çıkamayacağı için Tanrılar aralarında uzlaşmaya çalışırlar ve en sonunda bir anlaşmaya varırlar.
Anlaşmaya göre Persephone yılın bir kısmını annesiyle dünyada, kalan kısmını Hades’le yeraltında geçirir. Bu dönemler mevsimleri oluşturur. Persephone Ölüler Diyarındayken Demeter’in kızına olan özlemi dünyayı sonbahar ve kış sürükler. Persephone, annesinin yanındayken Demeter’in mutluğu çiçeklerin açmasını sağlar, böylece dünyada bahar başlamış olur.
Persephone'nin ortadan kaybolması ve dönüşü, Antik Yunan’da büyük festivallerin vesilesidir, aralarında gizemleri hala korunan ve bugün hakkında çok az şey bilinen Elefsis ayinleri bile vardır.

Hades’in eşi ve Yeraltı Dünyasının Kraliçesi olan Persephone, zaman geçtikçe eş ve kraliçe olarak üstlendiği görevleri kabullenir. Hatta bazı söylenceler, Persephone’un her şeye rağmen Hades'e karşı sevgi beslediğini söyler. Buna kanıt olarak ise Ölülerin Efendisi ve Minthe’nin birlikteliğini kıskanan Persephone örnek gösterilebilir.
Hades'in Minthe adında genç bir orman -ya da su- perisiyle bir ilişkisi vardır. Artık yaşamının son yıllarında olan Persephone, bu ilişkiyi öğrendiğinde kıskançlıktan o kadar öfkelenir ki Minthe'yi bir nane bitkisine çevirir.

Persephone, Yeraltı Dünyasında, Hades’in yanında en az onun kadar karanlık bir figür olarak tasvir edilir. Ölüler Diyarını Hades ile birlikte yönetirler. Olympos’a gitmez, diğer Tanrıların arasına katılmaz, giriştikleri savaşlara yardımcı olmazlar. Persephone’un kaçırılışından sonraki anlatılarda Hades ve Persephone’un ilişkisi çoğunlukla sadakat ve aşk dolu olarak bahsedilir ki Yunan mitolojisinde kocanın karısına olan sadakati oldukça nadir bir durumdur.
Antik Yunan’da insanlar, ölümden sonraki hayatlarında mutluluk veya acıları için Hades’e yalvardığı kadar Persephone’a da yalvarır. Orfizm inancına göre Persephone, ölümden sonraki ruhların yargıcı olduğu kadar yaşayan insanların da yargıcıdır. Yeraltı Dünyasının Kraliçesi, baharın masum kızından daha çok saygı gören bir varlıktır. Ne de olsa Hades ona söz vermiştir. “Burada yaşayan ve hareket eden her şeyin kraliçesi olacaksın.”
Persephone, yaşadığı bütün bu olaylardan sonra yaşam ve ölüm döngüsünün yeni temsilcisi haline gelir. Yaşam ve ölüm artık birbirinden ayrı varlıklar değildir; ikisi iç içe geçmiş bir şekilde hem yeryüzünde hem de Yeraltında beraber var olmaktadırlar. Yaşamın içinde ölüm, ölümün içinde yaşam vardır. Homer’in ilahisinde anlatıldığına göre Persephone ile birlikte ölüm, artık Hades’in yalnız hükümdarlığındaki kadar korkunç değildir.
Kaynakça
https://www.webtekno.com/persephone-kimdir-hikayesi-h132923.html
https://mozartcultures.com/baharin-kizi-ve-yeralti-dunyasinin-kralicesi-persephone/
https://cunkubaskasenyok.com/ogren/bir-yeralti-tanricasi-persephone/
https://www.greekmyths-greekmythology.com/myth-of-hades-and-persephone/
https://www.definitelygreece.com/the-story-of-persephone-and-hades/
https://www.thecollector.com/did-persephone-love-hades-lets-find-out/
Comments