top of page

ALINTILAR – UTOPIA (THOMAS MORE)

  • Yazarın fotoğrafı: Elif Rana YILMAZ
    Elif Rana YILMAZ
  • 29 May
  • 3 dakikada okunur
ree

“Bir fırtınada kaptan, rüzgara söz geçiremiyorum diye gemiyi bırakır mı?”


“Kendim zengin olmaktansa zenginlere baş olmak isterim. Bir halkın acıları, iniltileri ortasında keyif sürmek krallık değil; zindan bekçiliği etmektir.”

- Fabricius


“Herkes bilir ki bütün canlı varlıklarda açgözlülüğün nedeni ya korku ya yoksulluktur. İnsanda ise bazen kendini beğenmişlikten gelir açgözlülük. Çünkü faydasız ve boş şeyleri ortaya serip, başkalarından üstün geçinmeyi şanslı bir iş sayarlar.”


ree

“Bir köpeğin bir tavşanı kovalaması niçin bir tavşanın bir köpeği kovalamasından daha zevkli olsun? Eğer hoşumuza giden kovalamaysa, her ikisi de bir kovalamadır. Ama avcılara asıl keyif veren bu değil, bir hayvanın ötekini parçalayıp öldürmesidir. Oysa insan nasıl olur da bu kan dökmeden, güçlünün güçsüzü, zalimin masumu alt etmesinden, azgın bir köpeğin ürkek bir tavşanı parçalamasından zevk duyabilir?”


“Bu devlet bence yalnız devletlerin en iyisi değil, üstelik genel yarar ya da devlet adını almaya en layık olanıdır. Çünkü başka yerlerde halkın yararından söz edenler, aslında kendi çıkarlarından başka bir şey düşünmezler.”


“Rönesans’ta Katolik Kilisesi’nin baskısından doğan bağnazca dinsellik gücünü yitirince, insanlar ruhlarıyla birlikte bir de bedenleri olduğundan; ruhla bedenin birbirine bağlı kaldığının; ruhun yücelmesi için bedenin ille ezilmesi ve acı çekmesi gerekmediğinin; tam tersine, beden ne denli sağlıklı olursa ruhun da o denli sağlıklı olacağının bilincine vardılar.”


ree

“Tüm bilim dallarını skolastik dinbilimin sınırları içine hapsetmek isteyen ortaçağ adamının gözünde evrenin merkezi Tanrı’yken, eski Yunanlıların gözünde evrenin merkezi insandı.”


“Ortaçağda benimsenen tutuma göre, insanlar yaradılıştan kötüydü; bu dünyada doğru dürüst bir düzen kurup mutlu olmaları umulamazdı; günahlarının cezasını çektikten sonra, ancak öteki dünyada mutlu olabilirdi belki. Oysa tüm rönesans aydınları gibi insanın geleceğine umutla bakan Thomas More’a göre, insan yaradılışında kötülük yoktu. Tam tersine Tanrı’nın yarattığı ulu bir varlıktı insan ve aklını kullanarak, karşısına dikilen engelleri aşabilir, kusursuz toplumlar kurabilirdi günün birinde.”


“İnsan ölümü bile göze alarak her çeşit zorbalığa karşı vicdanının özgürlüğünü korumak zorundadır.”


“O yalnız kutsal Katolik Kilisesi’nin birliği uğruna değil, insanların inanmadıkları şeylere yalan yere yemin etmemeleri uğruna, yani vicdan özgürlüğü uğruna öldü.”

- R. W. Chambers (More için)


ree

“Krala hizmet eden, ama kraldan önce Tanrı’ya hizmet eden bir insan olarak ölüyorum.”

- Thomas More


“Bir insanın ya okuyamayacağı kadar çok ya da anlayamayacağı kadar şaşırtıcı ve karanlık yasalara bağlanmasını, hak ve adalete aykırı bulur Utopialılar.”


“Kötülük yapmak isteyen, sadece karşısına bir engel çıktığı için bu kötülüğü yapmamışsa niçin suçlu sayılmasın?”


“Onlara göre, altınla gümüş, sırf ender bulundukları için ahmakça değerlendirilmiştir. Oysa sevgi dolu, akıllı bir ana ola doğa, hava, su ve bitkiler gibi yararlı ne varsa yeryüzünde bırakmış; bu yararsız nesneleri de toprağın derinliklerine gömmüştür. Onun için Utopialılar, tabaklarla kupalarını, güzel işlenmiş topraktan ya da camdan: en bayağı ev eşyasını da, yani lazımlığı da altından yaparlar.”


“Açlıktan ölen soğukta titreyen, hastane kapılarında can veren bir insanın yazgısı ne denli acıysa; doğanın güzelliğinden, düşünceden, şiirden, müzikten haz duyamayan bir insanın yazgısı da o denli acıdır.”


“Zaferlerin en şanlısı, kan dökülmeden elde edilen zaferdir Utopialıların gözünde ve akıl sayesinde gerçekleşebilen bu tür zaferleri anıtlar dikerek görkemli zaferlerle kutlarlar.”


ree

“Ruhların yaşayacağına güvendiklerinden, çoğu Utopialılarda ölü korkusu yoktur. Varlığına inandıkları öteki dünyaya, sevinç ve umut içinde göçerler.”


“Platon ve More arasındaki başlıca ayrımlardan biri de budur işte: Platon’un devletinde sınıflı bir toplum, More’unkinde ise sınıfsız bir toplum vardır.”


“Platon More’un candan inandığı demokrasiye inanmaz. Platon’a göre demokrasi, ‘Görünüşte düzenlerin en güzelidir. Türlü renklere boyanmış bir kaftan gibi… Birçok kimseler de en güzel devlet budur diyebilirler… Ama bu devlette bir düzen arayıp bulabilirsen, ne mutlu sana.’ Platon’a bakılacak olursa demokrasinin er geç düzenlerin en kötüsü olan zorbalığa dönüşmesi de engellenemez.”


“Demokrasi, alabildiğine hürriyet içip sarhoş olur… Bu doymak bilmeyen, başka değerleri küçümseyen hürriyet isteği, demokrasinin değişmesine ve zorbalık yolunun tutulmasına sebep olur.”

- Platon

 
 
 

Comments


  • Instagram
  • X
  • Pinterest
  • Spotify
bottom of page